24 Mayıs 2013 Cuma

GRAMOFON CAFE


         Ankara'da Samanpazarı'nda bulunan Gramofon Cafe, bildiğimiz cafelerden çok daha farklı. Nostaljik bir havası var. 

       Ankara'nın en eski yerleşim yerlerinden birinde bulunan cafe, hem yeri hem de görünüş bakımından insanı eskilere götürüyor. Odun sobası ile ısıtılıyor, masalar da eski konseptine çok uygun, etrafta 80-90'lı yıllarının film artistlerinin fotoğrafları var. Ayrıca eski plakların, gramofonların, kitapların, yani kısacası o yıllara ait eşyaların sergilendiği küçük bir bölümü de var. Her gelenin mutlaka gezdiği ve fazlaca zaman geçirdiği bir yer bu bölüm. Cafede birşey yerken ya da içerken, çalan plaklar da eşsiz bir huzur veriyor insana. Eskilerin şarkılarını dinlemek çok iyi geliyor şüphesiz.

      Hayatımda gördüğüm en farklı ve en anlamlı cafe burası. Eski zamanlardaki müziklere, plaklara, filmlere ilgisi olanların mutlaka gidip görmesi gereken bir yer...








17 Mayıs 2013 Cuma

GENÇLİK PARKI


         Ankara'nın Ulus'daki tarihî parklarından biridir Gençlik Parkı. Cumhuriyet yıllarında bataklık olan bir arazi, şu an belkide Ankara'nın en ünlü ve en çok gidilen yerlerinden birisi halinde.

       "Park" demek az kalır buraya. Bildiğimiz parklardan çok daha büyük ve farklı. İçinde büyük bir lunapark bulunuyor. Çok eğlenceli oyuncaklarla dolu...Hem büyükler için hem de küçükler için oyuncaklar mevcut. Şans oyunları da çok ilgi çeken yerler arasında. Parkın içinde bir de göl bulunuyor. Akşamları müthiş su gösterileri yapılıyor bu gölde. Ayrıca birşeyler yemek için de birçok seçenek mevcut. Birçok lokanta, cafe ,büfe gibi oldukça fazla.

       Adı "Gençlik Parkı" olsa da aslında her yaştan insanlar geliyor bu parka. Ankara' ya ilk defa gelenlerinde uğramadan geçmedikleri bir yer... Çok eğlenceli bir gün geçirmek için bire bir. Çocukluğunu dönüp, bir gün boyunca çocuk olmak isteyenlere mutlaka tavsiye ediyorum gitmelerini:)






12 Mayıs 2013 Pazar

ANKARA VAKIF ESERLERİ MÜZESİ


       Ankara'nın Ulus semtinde bulunuyor Ankara Vakıf Eserleri Müzesi. Binayı görünce zaten, içinin de ne kadar ihtişamlı olacağı tahmin edilebiliyor. Zaten tahminlerimizde de yanılmıyoruz.
      
      Müze iki katlı. İki katında da Türkiye'nin geçmişi yatıyor adeta. Eski kabe örtüleri, Türkiye'nin farklı yörelerinden getirilmiş eski halılar, şamdanlar, hattatların yazmış olduğu yazılar, ahşam vaaz kürsüleri ve eski camilerin kapıları ve eski Kur'an-ı Kerim ler sergileniyor. Özellikle elde yazılmış Kur'an-ı Kerim ve hattatların eserlerindeki işçilik, emek beni çok etkiliyor. Belki de günlerini, yıllarını vermişlerdir. Bir de müzedeki rehberden öğrendiğimize göre, bazı eserler yurt dışına kaçırılmış. Ama çok çaba sarf edip, geri almışlar bir kısmını. Bunu duymak hem üzdü hem sevindirdi beni. Eserlerimizin kaçırılıp, orada kendi geçmişleri gibi sergilenmesi hem çok üzücü hemde çok sinir bozucu bir durum. Ama onları geri almamız, geçmişimize sahip çıkmamız da çok güzel ve sevindirici bir şey.

     Beni hem çok şaşırtan hem de çok eğlendiren bir gezinti oldu. Umarım herkesin birgün gitme fırsatı olur:)








      

2 Mayıs 2013 Perşembe

MEHMET AKİF ERSOY EVİ


Eskiden Taceddin Dergâhı olan bu ev, savaş yıllarında Mehmet Akif ERSOY’a tahsis ediliyor. Bu ev; Kurtuluş Savaşı yıllarında, Mehmet Akif ERSOY’un yaşadığı, İstiklâl Marşı ve daha birçok ünlü şiirini yazdığı evdir.

Mehmet Akif ERSOY müze evi, duvarlarla çevrili bir bahçede bulunup iki katlı ahşap bir evdir. Evin ön tarafında da Mehmet Akif’in fotoğraflarının ve eserlerinin bulunduğu panolar sergileniyor. Evin üst katına çıkan tahta merdivenler boyunca M.Akif’in fotoğrafları var. Üst katta ise dinlenme odası ve toplantı odası bulunuyor. Burada Mehmet Akif’in seccadesini, cep saatini, tüfeğini, gözlüğünü, yatağını görüyoruz. Ayrıca mumdan yapılmış insan heykelleri de, çok gerçekçi görünüyor.

Ülkemize çok şey kazandırmış bu insanın yaşadığı yeri ve millî marşımızın yazıldığı evi görmek büyük şans diye düşünüyorum. Herkesin mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yer...